ATO'dan Salgınla Mücadele Önerileri (28 MART 2020)

Pandemi Kurulunda Sağlık Meslek Örgütleri Neden Yok? Koronavirüs (Covid-19) pandemisi hem dünyada hem de Türkiye'de halk sağlığını olumsuz etkilemeye, pek çok insanın yaşamını yitirmesine neden oluyor. Pandemi ile birlikte Türkiye'de de ölümler ve vaka sayıları artış gösteriyor.
 
Türk Tabipler Birliği ve tabip odaları ile sağlık emek örgütleri, pandeminin ilk gününden itibaren virüsten korunma, yaygın test, şeffaf bilgi ve gerekli teknik-ekonomik önlemlerin alınması konusunda çeşitli açıklamalar yaptı, kamuoyuna dair bilgilendirmelerde bulundu/bulunuyor.
 
Pandemi krizinin yönetiminde şeffaflığın ve işbirliğinin öneminin daha da anlaşıldığı bugünlerde, Ankara Valisi başkanlığında Pandemi Kurulu Koordinasyon Toplantılarına sağlık çalışanlarının emek ve meslek örgütlerinin davet edilmemesi ve bilgilendirilmemeleri tam anlamıyla bir talihsizliktir.
İl Sağlık Müdürlüğü ve Ankara Valiliğine bu yok görmenin toplum yararına olmadığı, bu süreci toplumun en az zararla atlatmasının ön koşulunun şeffaflık ve demokratik katılım olduğu yazılı olarak iletildi.
 
Şubat ayının ilk günlerinden bugüne kadar, yazılı ve görsel muhalif basın kuruluşları ATO YK üyeleri ile canlı, telefon veya yazılı birçok görüşme gerçekleştirdi.
• Her beyanımızda SB’nın ilk günden itibaren bilim kurulu oluşturmasının olumlu olduğunu belirttik.
• Süreci sağlıklı ve iyi yönetebilmenin ancak şeffaf, demokratik katılımcı, akılcı ve bilimsel verilere dayanarak, toplumun yararını önceleyen sosyo ekonomik politikalarla mümkün olacağını söyledik.
• Çin’den başlayan ve uzak Asya, İran ve Avrupa’da yaşanan deneyimlerden ders çıkararak ülkeye salgının olduğu ülkeden gelenlerin uygun ve insani koşullarda karantinaya alınmasını, ülkede her ilde ve çok sayıda test yapılmasını önerdik.
• Sağlık çalışanlarının sağlığını korumanın toplum sağlığını korumanın olmazsa olmazı olduğunu söyledik.
• Bunun ancak salgınla mücadelede ön saflarda bulunan sağlık çalışanlarını tam donanımlı ve nitelikli kişisel koruyucu ekipmanın sağlanması ile mümkün olabileceğini söyledik
• Bilginin sağlık çalışanları ile doğru ve şeffaf olarak paylaşılması gerektiği vurguladık.
• Güvenceli, insan onuruna yaraşır bir ücret her zaman talep ettik, bu günde tüm çalışanlar için talep ettiğimizi söyledik.
• Salgın sürecinde güvenlik soruşturması nedeniyle hekimlerin atanamadığını ne yazık ki öğrendik. Yetişmiş sağlık insan gücüne ihtiyacın artacağını diğer ülkelerin deneyimlerinden öğrendik. Anayasa Mahkemesinin iptal kararına rağmen bu uygulamanın salgın sürecinde yapılmasının suç olduğunu tekrar tekrar vurguladık.
• Kamucu sağlık politikalarına dönülmesini (herkese eşit, nitelikli ve ücretsiz sağlık hizmeti sunulmasını) gerekirse özel sağlık kuruluşlarının kamulaştırmasını söyledik.
• Ülkede emekçileri, emeklileri ve yoksulları gözeten ekonomik uygulamaların hayata geçirilmesi gerektiğini söyledik.
• Yoksulluk sınırı altında ücretli hiç kimsenin kalmaması, elektrik, su ve doğalgazın ücretsiz olmasını, temel gıda maddelerine zam yapılmamasını, KDV alınmaması söyledik.
• Özgürlüğünden alıkonulan ve toplu olarak yaşanılan cezaevlerinde covid-19 hastalığı için yüksek risk grubunda bulunan ağır hastaların (yalnız başlarına kendi ihtiyaçlarını karşılamayan 458 kişi), kronik hastalığı olan 1300 üzerindeki hasta mahpusun, 780 çocuğu ile birlikte cezaevinde kalan annelerin ve çocuk mahpusların amasız ve fakatsız derhal tahliye edilmesini adalet başkanlığından talep ettik.
• Şayet bir infaz ceza yasası düzenlenecek ise insanlığa karşı işlenen suçlar kapsamı dışında olmak şartıyla, Anayasamızın da emir hükümlerinden biri olan herkesin hukuk karşısında eşitlik ilkesine göre hareket edilmesini talep ettik.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hastane Ziyaretleri Yapıldı - ATO Hukuk Bürosu "Güvenli Çalışma Alanı" Tutanağı Hazırladı (31 Mart 2020)

THY Tahran-İstanbul Uçağı Hakkında Resmi Görüşme (25 ŞUBAT 2020)